Dünya Rallikros Şampiyonası’nda sezonun ve hatta şampiyonanın ilk yarışı için Portekiz’deydim. Portekiz’in kuzeyinde, İspanya sınırına yaklaşık 10 kilometre mesafedeki Montalegre kasabasının kırsalındaki kartingden rallikrosa çevrilen pistte düzenlendi ilk yarış.
Cuma akşamı olması sebebi ile sıradan servis alanı, asfalt startı olan herkesin bildiği bizim bilmediğimiz bir rallikros pisti ve servis alanının bir köşesinde Türk bayraklı kurtarılmış bölgemiz karşıladı beni.
Ağababalar halka karışmak için kasabanın kalesine çıkmış, kalanlar ise hafta sonu kopacak fırtınaya hazırlanıyorlardı.
Yaklaşık 1000 metre rakımlı pistte esen soğuk rüzgar, çalışan herkesi sersemletmiş, yarış başlasa da rüzgarı unutsak derdine düşürmüştü.
Avitaş’ın garajında görmeye alışık olduğumuz Control serisinin dokuz tanesini birden yanyana yarışa hazır görünce insanın göğsü kabarıyor doğrusu. Halid Avdagiç’in önderliğindeki Avitaş ekibine bize bu tabloyu yaşattığı için ne kadar teşekkür etsek azdır, bize bunu alıştırdılar, devamını bekliyoruz, en baştan belirteyim.




Cuma günü gördüklerimizi değerlendirirken ister istemez Allah’ın unuttuğu bu piste kaç kişinin geleceğini de konuştuk, böylesine ücra tepedeki yarışın neden ilk yarış olduğunu da. Cevaplar muhtelif oldu elbette ama kimse Pazar sabahını görmeden kesin yargıya varamadı.
Cumartesi günü başlayan koşuşturmaca Pazar akşam beşe kadar devam etti ancak yaşananların heyecanı belki bir ömür boyunca akıllara kazındı.
Yiğit Timur, ilk heat’e çıktığından başlayarak canlı canlı rallikros dersleri de almaya başladı aslında. İlk Heat’in ilk startında dizilmişken aracını hareket ettiren Timur fazladan 1 joker turu atma cezası alarak yarışa başladı. Sonrasında her viraj sağından solundan gelen İskandinavları savuşturup otomobili her yarış sağ salim finişe getirmeyi başardı.
Özellikle iki apeksli viraja yan girmek isterken bir yandan da arkasını kollamak zorunda kaldı. Seyirciler için güzel görüntü verirken aynı zamanda riskler aldı. Rallideki gibi hesaplar yapıldı ancak rakiplerin pistteki etkisiyle sadece Yiğit başbaşa kaldı. Birebir mücadelelere girdi, çoğundan da başarı ile çıktı.
İlk günün son heat’inde de dişe diş mücadele veren ve sağ önden sorun yaşayan Timur’un Control 4’ü, Toksport ekibi tarafından Pazar gününe hazır edildi.
Pazar günü sadece Portekiz’de değil Türkiye’de de heyecanlı saatlere gebeydi. Sabahın erken saatlerinden itibaren hınca hınç dolan tribünler Türkiye’de alışkın olmadığımız manzaralar sunuyordu.
Pazar gününün programında da bir heat, sonrasında yarı final ve büyük final vardı. Heat’i mekanik olarak sorunsuz tamamlayıp servise gelen Yiğit, yarı finalden servise sağ ön taşıyıcısı kırık gelince Toksport çadırı bir anda hareketlendi, Control4 yakıt takviyesi alırken yedek parçalar hazırlandı ve Control4 çadıra girer girmez müdahele başladı.
Canlı yayın olması sebebi ile servis alanı sorumlusunun biraz da sıkıştırması ile tüm işlemler neredeyse 10 dakika içinde bitirildi. Tam her şey hazır, çıkalım, dendiği anda erkenci olduğumuzun farkına vardık ama zaten heyecanlı olan ekip, Yiğit üzerindeki baskının artmasını engellemek için otomobili bir an önce start noktasına yolladı.
Organizasyonda Süper 1600, Binek Otomobilleri, RxLites ve Rx kategorilerinde onlarca otomobil mücadele etti. Canlı yayında Binek Otomobiller hariç tüm kategoriler ekrana çıktı. Canlı yayında eksik otomobil olmaması için her kategoride 6 otomobil start alacak olsa da birer de yedek otomobil start noktasına geldi, sorun çıkmayınca yedekler tıpış tıpış servis alanına döndüler.
Canlı yayın olduğundan Yiğit start almak için sıcağın altında normalden biraz fazla bekledi. Aslında böylece kendi başına kalmış olması onun yarışa daha iyi konsantre olmasına sebep oldu.
Start sıralamasında da konumumuz iyiydi. Kevin Eriksson, heat’lerden birine çıkamadığı için düşük puanda kalınca Yiğit’in de gerisinde, kulvarın en dışında start aldı. Her branşta karşımıza çıkan Sebastien’lerin Eriksson olanı yüksek puan ile ilk sırada, pole pozisyonundaydı. Yiğit üçüncü olsa da kulvar içine daha yakındı ve Sebastien’in hemen solunda kalktı.




İlk viraj mücadelesinden başarı ile çıkan Yiğit, ikinciliği alarak bir bakıma Sebastien’i de rahatlattı. Arayı açan Sebastien joker turundan da vakit kaybetmeden çıkabildi. Kevin’i arkasında tutmaya çalışan Yiğit, telsiz bağlantısının da kopması ile otomobil içinde yalnız kaldı ve son tura kadar joker turuna girmedi. Beş tur boyunca Kevin’i arkasında tutan Yiğit son turda jokere girince Kevin’in geçmesine engel olamadı ancak arayı kapatan Richard Göransson da aradan sıyrılıp üçüncülüğe çıktı. Joker turu çıkışında Daniel Holten ile başbaşa kalan Yiğit yarışın bitmesine beş viraj kala yaptığı müthiş savunma ile dördüncülükteki yerini korudu ve damalı bayrağı da bu pozisyonda gördü. “Müthiş savunma” diyerek geçiştirdiğim sanılmasın o sırada tribünde içimiz içimize sığmazken Yiğit’i otomobil içinde düşünemiyordum. Neyse ki bileğinin hakkıyla aldığı dördüncülük ile tüm ekibin ve elbette ekranları başındaki motor sporu sevenlerin gururlanmasını sağladı.
Pazar günü saat beşte ekran başına geçen motor sporu sevenler, bizler oradaki bir avuç Türk şahit olduğumuz olayın aslında buzdağının su yüzündeki görünen kısmı olduğunun ne kadar farkındayız bilmiyorum.
Gördüklerimi ve hissettiklerimi bir kez daha üzerine basa basa özetlemek gerekirse; Avitaş tüm bilgi birikimi ile bir yarış otomobili tasarlamış ve üretmiş. Milletçe zayıf olduğumuz pazarlama kısmında ise rallikrosda bu işin piri İsveçlilerin de desteği ile bu sezon ilk kez Dünya Şampiyonası olarak düzenlenen bir organizasyonda destek yarışı olarak yerimizi almışız. Şimdiden üzerinde çok konuşup Batuhan Karadeniz etkisi yaratmak istemediğim Yiğit Timur gibi bir cevher bulunmuş. Toksport’un da mekanik ve teknik desteği ile helva hazır kıvama gelmiş durumda. Avitaş yine üzerine düşen görevin fazlasını da üstlenerek PR kısmında da kendini parçalarken Portekiz’de yaşananları göz ardı etmek bu spor adına yapılacak en büyük kötülük olur.
Bence bundan sonra devlet büyüklerimizin de işin içine çekilmesi gerekiyor. Buradan kimlere ne destek verdiklerini açıklamama gerek yok, oralara giden desteğin bir kısmı bile bu projenin önünün açılmasına olanak sağlayacaktır. Her şeyi devletten beklemeyelim diyecek varsa bir önceki paragrafı kelime kelime ezberleyene kadar okumasını tavsiye ederim.
Avitaş, RxLites serisini Dünya pazarı için planladı ve geliştiriyor, ancak gelinen noktada helva yapmak için her şey hazır, bu arada atılacak her doğru adım projenin gelişimi açısından da belirleyici olacak.
Cesur bir adımla güzel bir yola girildi, bunun da devamının gelmesi gerekiyor. Yiğit’in son virajda gösterdiği cesarete ortak olacaklar gelecekte verdikleri karardan asla pişman olmayacaklar.
Dünya Rallikros Şampiyonası’nda bir sonraki yarış İngiltere’de Lydden Hill’de düzenlenecek ve bakalım startında Yiğit olacak mı?