Oldukça uzun bir aranın ardından tekrar bu satırlardan bir kaç kelime paylaşmak heyecan verici. Bu heyecanın arkasında aslında bir rüyanın gerçekleşiyor olması en büyük neden. Rallikros ilk defa bu seviyede ve üstelik burada, ülkemizde, burnumuzun dibinde tozu toprağa katıyor olacak.
Yirmi küsur sene önce, motor sporlarına seyirci değil de ucundan kıyısından içinde olma hevesiyle hakem olarak başladığımda ilk aldığım görev bir rallikros yarışıydı. Ankara’da Oran Sitesinin olduğu yerde, -o zamanlar rallikros yapacak kadar boş alanların olduğu bir yerdi – ilk görevimi almış, kalan tur tabelalarını göstererek bu işlere başlamıştım. O günlerin heyecanını bugün bile taşıyor olmak benim için çok kıymetli.
Rallikrosun o veya bu nedenle ülkemizde kaldırılmasına en çok üzülenlerin başında herhalde ben gelirim. Hatta Facebook’ta “Rallikros Geri Dönsün” diye grup kurmuşluğum bile var. Ne kadar işe yaradı bilemem ama bu hafta sonu Dünya Şampiyonası seviyesinde bir rallikros yarışını kendi ülkemizde takip etme imkanımız olacak. Bu yarışın etkisi umarım ülkemizde de rallikrosun tekrar gündeme gelmesinde iyi bir motivasyon olur.
2010 yılında Halid Avdagiç’in davetiyle Control 1’in ilk kaynakları yapılırken Sait’le birlikte çekimlerini yapmış, sonrasında Birmingham’daki fuarda sergilenmesi sırasında orada ekibe dahil olmuş ve o zamanlardan bugünlerin hayalini kurmuştuk. Dürüstçe söylemeliyim ki o günlerde erişilmesi çok uzak hayaller gibi geliyordu. Ertesi yıl Control 2 için yine Birmingham’daydık ve ilginin katlanarak arttığını gururla takip ettik. 2013 yılında Control 4, Amerika’da gerçekleşen Global Rallikros Şampiyonasında (GRC) yarışmaya başladığında, zamanlarını SuperCar’larla karşılaştırıp ortaya çıkan canavarın hiç de yabana atılmayacak bir performansa sahip olduğunu hayret ve gururla izledik.
GRC’nin bu kadar ilgi çekmesini fırsat bilen FIA, aslında 2015 için planlanan Rallikros Dünya Şampiyonası takvimini öne alıp IMG ile sözleşmesini imzaladığında her şey birdenbire inanılmaz bir hızla dönmeye başladı. Bilmeyenler için bir kez daha tekrarlamakta fayda var. Dünya Şampiyonası ünvanı aslında çok büyük ve kıymetli bir ünvan. Sadece 5 adet var. Bunlar Formula 1, Ralli, Endurans ve Binek Otomobiller Dünya Şampiyonaları. İşte bunlara bir de Rallikros eklendi ki böylesine tutkunu olduğum branşın bu seviyede yapılıyor olması çok önemli.
İlk kez 1967 yılında, özel olarak davet edilen ralli sporcuları arasında bir televizyon şovu olarak organize edilen rallikros, bugün Dünya Şampiyonası seviyesinde bir branş. Televizyon yapımcısı Robert Reed, İngiltere’deki Lydden Hill pistinde bu işi başlattığında bir gün buralara geleceğini tahmin etmiş miydi acaba? Sordum! Yine Lydden Hill’de, RX Lites ikinci yarışı için pistteydik. Onu görünce heyecanla yanına gittim ve kendimi tanıttım. Cevabı şu oldu: “Merhaba, ben de Robert Reed, rallikrosu icat eden adam!” Bu hiç de mütevazi olmayan takdim, başkasında ne kadar kaba görünse de ona çok yakışıyordu. “Dürüstçe söylemem gerekirse, hayır” dedi. “Ancak, şu an burada olmak benim için ne büyük bir gurur tahmin edebilir misin?” diye de ekledi.
Tahmin edebilirim aslında. Çünkü benzer bir gururu ben de yaşıyorum. Hem çok keyif aldığınız bir spor branşının içinde olacaksınız, hem bunu Dünya Şampiyonası seviyesinde takip etme imkanınız olacak. Tüm bunların üstüne Dünya Şampiyonası içinde başlı başına bir sınıfı yaratan, tasarlayan, üreten ve tüm haklarına sahip bir ekibin parçası olarak sağa sola kartvizit dağıtacaksınız. Gündüz düşü gibi!
RX Lites, Halid Avdagiç’in başında olduğu ve benim de üyesi olmaktan çok büyük gurur duyduğum Avitaş Motorsport ekibinin gerçekten büyük emeği ve özverisiyle hak ettiği yere geliyor. 2014 yılının geri dönüşlerine bakacak olursak önümüzdeki yıllarda bu başarı katlanarak devam edecek. Zira gelen başvuruları, taraftar yorumlarını, seyircilerin ve bizzat yerinde uluslararası medya mensuplarının görüşlerini çok yakından takip ediyorum. 2015 yılında hem yarış sayısının hem de katılımcı miktarının artması söz konusu. “Geleceğin yıldızlarını yaratma” sloganı da RX Lites kupasına çok yakışıyor. Düşünsenize, bu sezonun şampiyonu Kevin Eriksson 18 yaşında, iki yarışı kazanan bir diğeri, Kevin Hansen Jr. 16 yaşında. Her yarışın birincilerinin tur zamanlarına baktığınızda SuperCar sınıfında ilk ona girecek dereceler görebilirsiniz. Ayrıca RX Lites ile yarışıp da SuperCar’a geçen iki de örnek var. Portekiz’de RX Lites birincisi olan Sebastien Eriksson, İsveç’te SuperCar ile yarıştı ve finalde sorun yaşamasa neredeyse birinci olacaktı. Yine RX Lites ile ilk dört yarışa giren Richard Göransson, İtalya’da SuperCar ile ilk yarışında podyuma çıkmayı başardı. Bu branşın geleceği kesinlikle RX Lites okulundan geçenler tarafından şekillendirilecek.
Portekiz’de gerçekleşen sezonun ilk yarışında akredite fotoğrafçı olarak SuperCar’ların ilk startında, hemen otomobillerin sağ arka çapraz dibinde ayakta durup, 6 tane 600 beygirin launch control, ALS ve bilumum teknolojik özellikleriyle yeşil ışığı bekledikleri o “tam gaz” bir kaç saniyede, yerle birlikte ben de sallanmıştım. O müthiş duyguyu tarif etmem olanaksız. Bunca yıldır hem ülkemizde hem de yurt dışında Dünya Ralli Şampiyonası yarışlarında yarışmış, fotoğraf çekmiş ve izlemiş birisi olarak söyleyebilirim ki, o etaplarda aldığınız hazzı Rallikros pistlerinde iki gün boyunca defalarca ve çok yoğun biçimde, üst üste hissediyorsunuz. Çok sevdiğiniz ve nadiren tatma fırsatı bulabildiğiniz bir yiyeceği düşünün. İşte o yiyeceğin açık büfede sınırsızca önünüze konduğu iki günlük bir aktivite hayal edin. Rallikros işte böyle bir his veriyor bana.
Bu hafta sonu iki de Türk sporcu, ay-yıldızlı otomobilleriyle start alacak. Yiğit Timur tüm sezon RX Lites ile yarıştı ve bu son yarışta sezonu ilk üç içinde bitirme şansını zorlayacak. Rallilerden yakından tanıdığımız sevgili Fatih Kara da Toksport çadırından ikinci otomobil ile İstanbulPark podyumunu zorlayacak. Her ikisine de şimdiden başarılar. Ancak, gerek televizyon ekranlarından, gerekse de piste gelip tribünlerden izleyecek olanlara çok önemli bir hatırlatmada bulunmak isterim. Bu yarışı ister bir Türk sporcu, isterse de bir başkası kazansın, sonuçta kazanan her şartta ülkemiz olacak. Çünkü RX Lites tamamen Türk Malı bir operasyon. Yarışı kim kazanırsa kazansın, kazanan biz olacağız.
Hafta sonu pistte görüşmek üzere…
Çağlar Süren
caglar@rallidergisi.com